“Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi ve Hocalı Katliamı” Konuşuldu

İlan Tarihi:5.03.2019 14:54:00
 

Üniversitemiz Rektörlüğü tarafından Hocalı soykırımı şehitlerini anmak amacıyla, 20 Şubat 2019 tarihinde “Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi ve Hocalı Katliamı” konulu konferans düzenlendi. Üniversitemiz Fen- Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Atar tarafından, Prof. Ümit Doğay Arınç Kültür Merkezinde verilen konferansa Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya, Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Azmi Açıkdil, Manisa İŞKUR İl Müdür Vekili Eşref Aslan, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Hocalı katliamının tarihi arka plânı konusunda bilgiler vererek konuşmasına başlayan Doç. Dr. Zafer Atar, “Arşiv vesikaları ve Osmanlı kaynaklarından Azerbaycan’ın bulunduğu coğrafyanın, kadim Türk yurdu olduğunu biliyoruz. Tartışmanın odak noktasında üç şehir ön plâna çıkar. Birincisi Karabağ ki halen işgal altındadır, ikincisi Nahcivan, üçüncüsü de Revan ya da diğer adıyla bugünkü Ermenistan’ın başkenti Erivan’dır. Bugün Ermenistan topraklarının neredeyse yarısına yakını kadim Türk yurdudur” dedi.

Rusya’nın 1920’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği adıyla bir yapılanmaya gittiğini ifade eden Doç. Dr. Atar, “Bu yapılanma sürecinde Ermeniler sürekli olarak Karabağ bölgesinin kendilerine bağlanması yönünde talepte bulunuyorlar. Ancak Rus Dışişleri yetkilileri Karabağ’ın iktisadi, sosyal ve kültürel açıdan Azerbaycan’ın toprağı olduğunu ifade ederek, burayı Ermenilere veremeyecekleri yönünde bir karar alıyor. Bir yeri ele geçirmek isteyip de ele geçiremezseniz, ele geçiremedik bari burayı özerk bir statüye kavuşturalım; en azından özerk olsun, bize de bağlı olmasın, karşı tarafa da bağlı olmasın dersiniz. Nihayet 1923 yılında Ermenilerin yoğun baskısı neticesinde Karabağ, özerk bir statüye kavuşturuldu. Bununla da yetinmediler ve sürekli olarak bu bölgenin kendilerine bağlanması için mitingler düzenlediler, ta ki 1988’e kadar. Sovyetler Birliği dağıldığında Türkmenistan bağımsızlığını ilan ediyor, Rusya’dan herhangi bir ses çıkmıyor. Ermenistan bağımsızlığını ilan ediyor, yine hiçbir sıkıntı yok. Diğer Türki Cumhuriyetlere de herhangi bir müdahalede bulunulmuyor. Ancak, Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettiğinde durum değişiyor. Çünkü, Azerbaycan hayati derecede stratejik öneme sahip bir coğrafya üzerine kurulmuş bir ülke; yer altı zenginlikleri çok ve Anadolu’dan Asya’ya açılan bir kapı durumunda. İşte bunları değerlendirdiğimizde, Rusya Azerbaycan’ı kaybetmeyi hiçbir zaman göze alamaz. Burada kendisi müdahale etmekten ziyade, daha çok Ermenileri desteklemek yönünde bir tavır takınması da Azerbaycan- Ermenistan savaşını kaçınılmaz hale getiriyor.

Hocalı çok önemli bir kenttir. Hocalı’da bir gecede yaşanan bu soykırım yüz yıldan, hatta iki yüz yıldan beri sistematik bir şekilde devam eden Ermeni faaliyetlerinin bir devamıdır. Bu tesadüfen olan bir mesele değil, tamamen bilinçli yapılan bir şeydir. Çünkü Hocalı stratejiktir ve Hocalı‘ya hâkim olan Karabağ’a da hâkim olur. Hocalı yakınlarındaki askeri hava üssü, Dağlık Karabağ coğrafyasında Hocalı’yı stratejik olarak diğer yerlere göre bir adım daha ön plana çıkartır. Ermeniler, Rusya’ya bağlı motorize alayının desteği ile 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece Hocalı’ya saldırır. Hocalı üç bin 500 civarında nüfuslu bir kasabadır, bin 275 kişi bir gecede katledilir. Akıl almaz bir vahşet yaşanır ki Hocalı’da yaşanan vahşet dünya basınında da çok geniş yer bulur. 26 Şubat 1992’de Hocalı’da gerçekleşen bu insanlık dışı katliamın acısını her zaman yüreğimizde hissediyor, Azerbaycanlı kardeşlerimizin acılarını paylaşıyoruz. Vicdanlarımızda en ağır cezaya mahkûm ettiğimiz Hocalı soykırımında hayatını kaybeden Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet, tüm Azerbaycan halkına bir kez daha sabır ve baş sağlığı diliyoruz.  

Türk İslam dünyasının bu acı olay gibi pek çok kanayan yarası vardır ve bunların hiç birinin birbirinden farkı yoktur. Filistin meselesi de bizim meselemizdir, Arakan’da Müslümanların uğradığı zulüm de bizim meselemizdir. Bu konulara Türk milleti olarak daha duyarlı olmamız gerekir” diye konuştu.

Konferansın ardından Doç. Dr. Zafer Atar’a Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi tarafından teşekkür belgesi ve çiçek verildi.

Programda ayrıca, Hocalı katliamını gözler önüne seren “Dinmeyen Gözyaşı” adlı bir fotoğraf sergisi de gerçekleştirildi.


1137 görüldü.    0 Paylaşıldı
_DSC3375-min _DSC3404-min _DSC3381-min _DSC3387-min _DSC3409-min _DSC3377-min _DSC3410-min _DSC3417-min _DSC3422-min _DSC3418-min
Protokol Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü - Telefon: 0236 201 10 70 - Faks: 0236 201 14 53 - E-Posta : basin@cbu.edu.tr - Web: basin.cbu.edu.tr
1137
© Copyright MCBÜ Bilgi İşlem Daire Bşk.   ||   Web Sitesi Kullanım Politikası